Kurumsal Dünyada Motive Miyiz?
Son zamanlarda sıkça kullandığımız popüler bir kelime olan "motivasyon" hepimizin dilindedir. Çoğumuz bu kelimenin anlamını bile bilmeyiz ama sıkça kullanırız. Peki, nedir bu motivasyon?
Motivasyon itici bir güçtür aslında. Hepimizin hedefleri, ulaşmak istediği bir yol vardır. Motivasyon, bu süreci başlatan içsel bir güdülenme sürecini temsil eder. Neyi nasıl yapmak isteğimiz motivasyonla başlar. İyi bir firmada çalışıyor ve terfi almak istiyorsunuzdur çünkü bunun zamanının geldiğini düşünüyorsunuzdur. Peki, ne yapacaksınız? Her şey burada başlamaktadır aslında; ilk adımınızı düşündünüz! İkinci adımınız üzerinde çok çalıştınız! Davranışlarınızı yönettiniz ve mükemmelsiniz; artık bu iş sizin! Motivasyon aslında budur: düşünce ve davranışlarla kendimizi yükseltmemizdir.
Her zaman biz kendimizi yükseltecek değiliz ya biraz da dış dünya bizi şımartsın! Hepimiz başkaları tarafından ödüllendirilmeyi isteriz. İnsanlar sosyal varlıklardır ve takdir edilmeyi severler. Bugün patronunuz size çok zorlu bir iş verdi. Yemediniz, içmediniz, gözünüze gram uyku girmedi ama siz ertesi gün bu işi başarıyla teslim ettiniz. Patrondan iki kelime duydunuz "Sen kralsın!". Dışarıdan gelen bir takdir, iltifat veya tebrik bize dışsal motivasyonun da hayatımızda büyük bir güdülenme yaratacağını göstermiş olur.
Her zaman biz kendimizi yükseltecek değiliz ya biraz da dış dünya bizi şımartsın! Hepimiz başkaları tarafından ödüllendirilmeyi isteriz. İnsan sosyal bir varlıktır ve takdir edilmeyi sever. Bugün patronunuz size çok zorlu bir iş verdi. Yemediniz, içmediniz, gözünüze gram uyku girmedi ama siz ertesi gün bu işi başarıyla teslim ettiniz. Patrondan iki kelime duydunuz "Sen kralsın!". Dışarıdan gelen bir takdir, iltifat veya tebrik bize dışsal motivasyonun da hayatımızda büyük bir güdülenme yaratacağını göstermiş olur.
Şimdiki kurumsal dünyada şirketlerin çalışan motivasyonunu nasıl yönettiği oldukça merak uyandıran bir konu haline gelmiştir. Çalışan, gün içerisinde olumlu veya olumsuz birçok etkene maruz kalabilir. Gerek kendi kişisel yaşamında, gerek iş ortamında yaşanan durumlar bireyleri etkileyebilir. Bir telefon gelir, müjdeli bir haber alırsınız ya da en yakın arkadaşınızla hayatınızın en kötü konuşmasını yaparsınız. Ya da çok istediğiniz iş başka bir arkadaşınıza verilir. Bu tarz durumlarda çalışan işine odaklanamaz ve iş verimliliği düşer. Kimi zaman kendini motive edebilmeyi başarır ve günü güzel tamamlar, kimi zamansa dışsal motivasyona ihtiyaç duyar.
Yöneticiler şirket verimliliğinin artması için çalışan motivasyonunu teşvik edecek stratejiler geliştirmek zorundadırlar. Kimi çalışan prim ve maaş zammı ile motive olurken kimi çalışan emeklerinin fark edildiğini görmek ister. Modernleşmiş kurumsal hayat bize bunların karma bir modülünü sunmak zorundadır çünkü emekleri fark edilen bir çalışan içsel motivasyonunu tamamlamış olsa da bunun dışa vurumu olan ödülü yani maaş zammını görmek ister. İçsel ve dışsal motivasyon birbirini tamamlayıcı faktörlerdir.
Çalışan, aidiyet hissettiği, huzur bulduğu bir ortamda motive olur. Günün yarısından fazla vakit geçirdiğimiz, ikinci evimiz olan yer şirketimizdir. Yöneticiler ise ev sahipleridir. Yönetici, çalışanların motivasyonunu arttırmak için her daim onlarla iletişim halinde olmalıdır. Bilgiyi paylaşmalı, yeni şeyler öğretmeli hatta eksik yönlerini azaltmak için eğitimler planlamalıdır. Peki, hep mi çalışacağız, hiç eğlence yok mu? Günümüzde çoğu firma eğlence organizasyonları düzenlemektedir. Yılbaşı partileri, firmanın yıldönümü galaları, tatiller, doğum günlerinde izin hatta çalışanın başarısını ilan etmek için terfi partileri bile yapılmaktadır. Çalışana "sen bizim için değerlisin" mesajı verilmektedir.
Motivasyon için tek bir mit vardır: inanmak. Eğer çalışan kendine inanırsa ve firma da çalışanına inanırsa bağ kurulur. Bir de bu bağı güçlendirmek ve sürdürebilir hale getirmek için çabalarlarsa eğer, ayakları taşa değmeyen süper bir ikili olurlar.
Career Hunter İnsan Kaynakları
Psk. Lale Özdamar